Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Kent Sağlık Grubu Çocuk Cerrahisi Bölümümüzde; kalp dışı göğüs, sindirim sistemi, çocuk endokrin, çocuk jinekolojisi ve travma cerrahisi ile tanısal ve girişimsel endoskopik uygulamalar, laparoskopik ve torakoskopik cerrahi girişimler ile ürolojik sorunların tanı ve tedavisi yapılmaktadır. Ayrıca, çocukta doğum öncesi bilinen ya da doğum sonrası ortaya çıkmış anomalilerin düzeltilmesinde uzman çocuk cerrahları yardımcı olmaktadır.
“Her çocuk özeldir ve özen ister!” diyerek İzmir Kent Hastanesi kuruluşundan bu yana çocuklara özel oluşturduğumuz birçok bölüm ve klinik ile aynı zamanda “çocuklara özel bir hastane” olarak hizmet vermekteyiz. Böylece “Bebek Dostu Hastane” belgemizin yanı sıra “Hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi” misyonumuzla; bebeklerin doğumundan büyümelerine dek tüm sürecin takibini kesintisiz ve özenle yapmaktayız, özellikle 16 yaş altı çocuklarımızın gerekli tedavilerini tek bir çatı altında uygululamaktayız. Çünkü çocuklarınızın sağlığına değer veriyoruz.
“Her çocuk özeldir ve özen ister!” diyerek kuruluşumuzdan bu yana çocuklara özel oluşturduğumuz birçok bölüm ve klinik ile aynı zamanda “çocuklara özel bir hastane” olarak hizmet vermekteyiz. Böylece “Bebek Dostu Hastane” belgemizin yanı sıra “Hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi” misyonumuzla; bebeklerin doğumundan büyümelerine dek tüm sürecin takibini kesintisiz ve özenle yapmaktayız, özellikle 16 yaş altı çocuklarımızın gerekli tedavilerini tek bir çatı altında uygululamaktayız. Çünkü çocuklarınızın sağlığına değer veriyoruz.
Çocukların yapısal (anatomik), işlevsel (fizyolojik), biyokimyasal ve psikolojik özellikleri, yetişkinlerden belirgin farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle çocuk hastalıklarında tanı ve tedavi çocuğun özellikleri dikkate alınarak yapılmalı, cerrahi yaklaşım gerektiren durumlar çocuk cerrahlarınca değerlendirilmelidir.
“Çocuk Cerrahisi Uzmanı (Pediatrik Cerrah)”, yalnızca çocuk hastalıklarının teşhis ve tedavisi için eğitim almış, bu alanda deneyim kazanıp cerrahi müdahale “yasal yetkisini” almış tıp doktorlarıdır. Bebeklikten ergenlik dönemine dek (0-14 yaş aralığındaki) çocuklarla ilgili tüm cerrahi işlemleri kapsayan Çocuk Cerrahisi Bölümü’müzde; kalp dışı göğüs, sindirim sistemi, çocuk endokrin, çocuk jinekolojisi ve travma cerrahisi ile tanısal ve girişimsel endoskopik uygulamalar, laparoskopik ve torakoskopik cerrahi girişimler ile ürolojik sorunların tanı ve tedavisi yapılmaktadır. Ayrıca, çocukta doğum öncesi bilinen ya da doğum sonrası ortaya çıkmış anomalilerin düzeltilmesinde çocuk cerrahları yardımcı olmaktadır.
Kent Sağlık Grubu'mzun Çocuk Cerrahisi Bölümü’nde uygulanan cerrahi girişimler:
Doğumsal anomaliler (yemek borusunun-midenin-ince veya kalın bağırsakların tıkalı olması, diyaframda delik, makatın olmaması, bağırsakların bir kısmı veya tamamının-mesanenin dışarıda olması)
Yenidoğan cerrahisi, yenidoğan yoğun bakımın olduğu bir merkezde, deneyimli çocuk cerrahları tarafından uygulanmalıdır.
Akciğerin cerrahi hastalıkları
Doğumsal veya edinilmiş (kist hidatik gibi) patolojiler
Doğumdan başlayarak ileriki yaşlarda kasıkta, göbekte ve karında görülebilen fıtıklar
Çocuklarda en sık görülen cerrahi patolojilerin başında kasık fıtığı gelmektedir. Yarı acil kabul edilen kasık fıtığı, tanı konur konmaz cerrahi planlaması yapılması gereken bir durumdur.
Yemek borusu yanıkları
Özellikle temizlik malzemelerinin veya kostik gibi maddlerin ağızdan alınması ile çok tehlikeli durumlar ortaya çıkabilmektedir. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir.
Gastroözefajiyal reflü
Gastroözefajiyal reflüde, tıbbi tedaviye yanıt vermeyen hastalarda ameliyat gerekebilir.
Bir veya her iki testisin keseye inmemiş olması
İnmemiş testis, 6 aylıktan itibaren ameliyat edilmesi gereken bir durumdur. Gecikilirse, kısırlık, ileri yaşlarda kanser gibi durumlar ortaya çıkabilir.
Torbada veya kasıkta görülen içi su dolu kistler
Testise zarar veren bu gibi durumlar, cerrahi olarak tedavi edilmelidir.
Torbada ağrılı, kızarık şişlik
Testisin kendi etrafında dönüp, kanlanmasının bozulması, acil ameliyat gerektiren bir durumdur. Eğer gecikilirse, testis kaybedilebilir.
İdrarını pipisinin altından veya üstünden yapma (peygamber sünneti-hipospadias-epispadias)
Peniste kozmetik ve fonksiyonel sorunlara yol açan hipospadias, 6 aylıktan itibaren ameliyat edilmelidir. Tecrübeli ellerde yüz güldürücü sonuçlar veren hipospadias cerrahisi de gecikmeden yapılması gereken tedavilerden biridir.
Sünnet derisinin yapışık olması (bitiklik-fimozis)
Çocuklarda işeme zorluğu ve idrar yolu enfeksiyonu gibi sorunlara yol açan bu durum, sünnet ile tedavi edilir.
Yenidoğan sünneti
Yenidoğan döneminde yapılan sünnet, lokal anestezi ile yapılabilmesi, iyileşme sürecinin çok hızlı olması, çocukta psikolojik travmaya neden olmaması açısından oldukça kabul gören bir uygulamadır. Deneyimli çocuk cerrahları tarafından yapılması oldukça önemlidir.
Tekrarlayan idrar yolları enfeksiyonuna yol açan böbrek ve idrar yolları hastalıkları veya taşlar
Çocuklardaki ürolojik problemler yetişkinlerden çok farklıdır. Bu nedenle, titizlikle incelenip değerlendirilmeli, cerrahi tedavide gecikilmemelidir.
Böbrek şişmesi, idrar yollarında darlık (hidronefroz)
Anne karnında iken saptanabilen “hidronefroz” çocukluk çağındaki ürolojik sorunların en sık karşılaşılanlarından biridir. Yetişkinleden çok farklı sebeplere bağlıdır. Erken tanı ve tedavi önemlidir.
İdrar torbasından böbreğe idrar kaçışı (Vezikoüreteral reflü)
Çocukluk çağındaki böbrek yetmezliğinin en önemli nedenlerinden biridir.
İdrar kaçırma
Özellikle tuvalet eğitimi sonrasında gece veya gündüz idrar kaçırma tedavi edilebilir bir durumdur.
Boyunda eğrilik (tortikollis)
Boyundaki kaslar veya kemiklerdeki anormallikler nedeniyle ortaya çıkar. Tedavi edilmez ise, yüzde kalıcı bozukluklara neden olabilir.
Boyunda zaman zaman tekrarlayan ağrılı veya ağrısız akıntılı şişlikler, guatr
Çocuklarda doğumsal veya kazanılmış olabilen bu grup hastalıklar da çocuk cerrahisi uzmanlarınca tedavi edilir.
Baş, boyun ve vücudun hemen her yerinde kırmızı ben şeklinde veya yaygın olarak görülebilen hemanjiom olarak adlandırılan iyi huylu tümörler
Çocuk cerrahisinin ilgi alanına olan bu hastalıklar, çoğu zaman cerrahi girişim gerektirmez.
Karaciğer, dalak, böbrekler, böbrek üstü bezleri, mide, bağırsaklar, mesane gibi organlar başta olmak üzere, kitle ile ortaya çıkabilen çocukluk çağı iyi huylu tümörleri ve kanserleri
Çocukluk çağı iyi huylu tümörleri ve kanserleri deneyimli cerrahlar tarafından çocuk onkoloji ile koordinasyon ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler.
Karın ağrısı, yüksek ateş, bulantı, kusma gibi bulgularla seyreden başta apandisit olmak üzere doğumsal veya sonradan ortaya çıkabilen bütün karın içi iltihaplanmalar
Hayatı tehdit edici nitelikte olan bu hastalıklarda erken tanı ve hızlı tedavi çok önemlidir.
Barsak düğümlenmesi
Ölümcül olabilecek olan barsak düğümlenmesi çocuk cerrahisinin en acil durumlarından biridir.
Araç içi veya dışı trafik kazası, yüksekten düşme, çarpma, silahla yaralanma ve benzerleri gibi durumlarda acil veya daha sonra yapılan müdahaleler
Her türlü travmanın birincil değerlendirmesi, çocuk cerrahları tarafından yapılmaktadır. Özellikle göğüs boşluğu ve karın içini ilgilendiren yaralanmalar, tıbbi veya cerrahi olarak tedavi gerektirir. Bu tür tedaviler de çocuk cerrahisi uzmanlarının ilgi alanındadır.
Yenidoğan sünneti:
Günümüzde sünnet uygulamasının yaşı gittikçe yenidoğan dönemine doğru kaymaktadır.
Yenidoğan sünnetinin faydaları:
Bebeklerin sünnet esnasında ağrı duymuyor oldukları kanısı yanlıştır. Bu nedenle sünnet öncesinde çok ince bir iğne ile operasyon bölgesine lokal anestezi yapmak şarttır. Uygun şekilde yapılan lokal anestezi uygulaması, bebeğin işlem süresince ve sonrasında birkaç saat boyunca ağrı duymamasını sağlar. Sünnet sonrası da çok yüksek oranda ağrı kesici ihtiyacı olmaz.
Yenidoğan sünneti sonrasında kullanılması önerilen antiseptik kremler dışında pansuman yapmaya gerek yoktur.
Sünnetten bir gün sonra bebekler yıkanabilir.
Yenidoğan sünneti sadece Çocuk Cerrahisi uzmanları tarafından yapılması gereken özellikli operasyonlardır.
Genellikle ehil olmayan ellerde yapılan sünnet sonrasında ortaya çıkabilen sorunlar; kanama, enfeksiyon, yetersiz sünnet nedeni ile yeniden sünnet derisinin daralması (sekonder fimozis) ve deri yapışıklıklarıdır.
İnmemiş Testis:
Yenidoğan bebeklerde yaklaşık %4 oranında görülen inmemiş testis, 1 yaş civarı %1 oranında görülür. Normalde testis torbada iken, vücut sıcaklığından birkaç derece daha düşük bir sıcaklıkta durur. İnmemiş testis, yüksek sıcaklıkta durduğu için uzun dönemde testiste bozulma kaçınılmaz olur.
Tanım olarak, muayene sırasında testislerin birinin veya her ikisinin torbada olmaması olarak tarif edilebilen inmemiş testis, tedavi edilmez ise, önemli komplikasyonlara yol açar.
İnmemiş testis eğer tedavi edilmez ise, testisin küçülüp atrofiye gitmesi, özellikle çift taraflı olması durumunda kısırlık, testiste tümör gelişimi gibi sorunlar ortaya çıkar.
Testisin ameliyat ile torbaya indirilmesi için en uygun zaman 6 ay-1 yaş arasıdır. Bu yaştan sonra yapılan ameliyatlar yukarıda belirtilen sorunların önlenmesinde etkili olmaz. Testis ne kadar geç indirilirse, ileri yaşlarda tümör gelişimi riski o kadar artar.
Torbada ele gelmeyen testis, kasıkta ele geliyorsa, herhangi bir görüntüleme yöntemi ile inceleme yapılması gerekmez. Eğer kasıkta da bulunamıyorsa, testisin karın içinde olup olmadığını araştırmak için laparoskopi yapılması gerekir.
İnmemiş testis ameliyatı çocuk cerrahisi uzmanı tarafından yapılması gereken bir operasyondur. Ameliyat edilen çocuklar, başkaca bir sağlık sorunları olmaması durumunda, aynı gün evlerine giderler. Yaklaşık bir hafta sonra kontrol muayenesi yapılır.
Kasık fıtığı (İnguinal herni):
Çocukluk çağında görülen kasık fıtığı esas olarak doğumsal bir patolojidir. Ancak yenidoğan döneminden itibaren herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Görülme oranı yaklaşık %1-5 arasındadır. Erkek çocuklarında daha sık görülür. İki taraflı olabilir.
En önemli belirtisi kasık bölgesinde şişliktir ancak büyük fıtıklar torbaya kadar inebilir. Şişliğin nedeni fıtık kesesinin içine dolan barsaklardır.
Kasık fıtığı boğulmadığı sürece ağrıya neden olmaz. Keseye giren barsakların orada sıkışması olarak tarif edilebilecek olan fıtık boğulması, ağrı, kusma, karın şişliği gibi barsak tıkanıklığı tablosu ortaya çıkartır. Bu ölümcül olabilecek kadar ciddi bir durumdur. Hastanın acil olarak bir çocuk cerrahı tarafından görülmesi gerekir. Bu durumda hastanın acil olarak ameliyat edilmesi gerekebilir.
Kasık fıtığı tanı konduğu anda, en kısa sürede ameliyat edilmesi gereken “yarı acil” bir durumdur. Ameliyat mutlaka bir çocuk cerrahı tarafından yapılmalıdır. Çocuk cerrahisi uzmanı tarafından yapılan fıtık ameliyatından sonra fıtığın tekrarlama olasılığı sıfıra yakındır. Çok küçük olmayan ve başkaca sağlık problemi olmayan çocuklar ameliyattan birkaç saat sonra taburcu edilirler. Bir hafta sonra kontrol muayenesi yapılır.
Çocuklarda böbreğe idrar kaçağı (vezikoüreteral reflü):
Çocukluk çağında mesaneden böbreklere idrar kaçağı (vezikoüreteral reflü) çocukluk çağındaki en önemli böbrek yetmezliği sebeplerinden biridir. Geriye kaçan idrar böbrekte geriye dönüşü olmayan hasarlanmaya yol açar. Uzun dönemde böbrek tümüyle hasarlanıp çalışmaz hale gelir. Özellikle gündüz altına idrar kaçırma yakınması olan çocuklarda da vezikoüreteral reflü olabilir…
Genellikle yineleyen idrar yolu enfeksiyonu olan çocuklarda ileri inceleme yapıldığında ortaya çıkar. Bu nedenle, erkek çocuklarında bir kez, kız çocuklarında ise birden fazla idrar yolu enfeksiyonu geçirme durumunda ileri inceleme şarttır.
Yapılan tetkiklerde idrar kaçağının derecesi, böbreğin hasar durumu değerlendirilip tedavi planı yapılır. Düşük dereceli ve böbreğin hasar görmediği durumlarda ilaç tedavisi ile takip yöntemi uygulanırken, ilaç tedavisine yanıt vermeyen, ileri dereceli kaçağı olan, böbreği hasar görmüş çocuklarda öncelikle endoskopik yöntem olmak üzere, cerrahi tedavi seçeneği düşünülmelidir.
Endoskopi yöntemin başarı sağlamadığı durumlarda hasta açık ameliyat ile tedavi edilir.
Endoskopik cerrahi günübirlik olarak uygulanan bir yöntem iken, açık ameliyat yapılan hastalar yaklaşık bir hafta kadar hastanede yatarlar.
Peygamber sünneti (hipospadias):
Halk arasında peygamber sünneti olarak bilinen hipospadias, penis deliğinin olması gereken yerden aşağıda olması ve sünnet derisinin yarım olması olarak tanımlanabilir. Bazen, bu bozukluklara, penisin eğriliği de eşlik eder. Penis eğriliği özellikle penisin sertleşmesi anlarında daha da belirgin olur.
Hipospadiasa, çeşitli böbrek anormallikleri ve inmemiş testis de eşlik edebilir. Hipospadias ile birlikte iki taraflı inmemiş testisi olan çocuklarda cinsel gelişim bozukluğundan şüphelenip ileri inceleme yapmak gerekir.
Hipospadiaslı çocuklar, kozmetik olarak görüntü farklılığından başka, çişlerini ayaklarına doğru yapmaları hatta bazen oturarak çiş yapmaları gibi sorunlarla karşılaşırlar. İleri derecede eğrilik, ileri yaşlarda cinsel ilişkiyi imkansız hale getirebilir.
Hipospadias, cerrahi olarak düzeltilebilen bir patolojidir. Hipospadias ameliyatının 6 aylıktan itibaren yapılması önerilir. Özellikle 1,5-2 yaş civarı çocuklarda başlayan cinsel kimlik gelişimi öncesinde bu tedavinin tamamlanmış olması şarttır.
Hipospadias ameliyatı özel büyütmeli gözlükler ile, özenli bir şekilde yapılması gereken bir operasyondur.
Hipospadias saptanan çocukların ameliyatı yapılana kadar sünnet edilmemeleri gerekir. Çünkü cerrahi tedavi esnasında penis onarılır iken sünnet derisinden faydalanmak gerekebilir.
Su fıtığı (hidrosel):
Yumurtanın (testisin) etrafında su toplanması olarak tarif edilebilecek olan hidrosel halk arasında su fıtığı olarak da bilinir. Birçok bebek hidrosel ile doğar, ancak bu tür hidrosel yaklaşık 1-1.5 yaş civarı kendiliğinden kaybolur. Bu yaştan sonra varlığını sürdüren veya sonradan ortaya çıkan hidrosel, cerrahi girişim gerektirir.
Gerçekten de bir çeşit fıtık olarak kabul edilebilecek olan hidrosel, çok büyük hacimlere de ulaşabilir. Karın boşluğu ile ilişki halinde olduğu durumlarda, yatınca geçen ancak ayakta iken daha belirginleşen bir şişlik şeklinde görülür.
Testisin olması gerekenden daha yüksek bir ısıda olmasına yol açması nedeniyle ameliyat edilmesi gereken hidroselin ideal ameliyat yaşı 1.5 yaş sonrasıdır. Daha öncesinde kendiliğinden geçme olasılığı olduğu için daha önce ameliyat edilmesi önerilmez.
Çocukluk çağındaki birçok cerrahi girişim gibi günübirlik olarak yapılan hidrosel ameliyatı ehil ellerde yapılması durumunda sonrasında hidroselin tekrarlama olasılığı çok düşüktür.
Çocuklarda apandisit:
Çocukluk çağında en sık acil ameliyat sebeplerinin başında gelen apandisit, erken tanı konulup tedavi edilmez ise, ölümcül olabilecek bir hastalıktır. Kalın barsak ile ince barsağın birleşme bölgesinde, ince bir eldiven parmağı benzeri bir yapı olan apendiksin çeşitli nedenlerle tıkanıp iltihaplanması ile ortaya çıkan bir durumdur.
Tanıda en çok karışan hastalıklar, gastroenterit, idrar yolu enfeksiyonu gibi ameliyat gerektirmeyen durumlardır. Bazen de apandisit olan çocuklar bu gibi yanlış tanılar ile ilaç tedavisi alıp tedavilerinde gecikme olması durumu ile karşılaşırlar.
Tipik olarak önce göbek çevresinde başlayıp karnın sağ alt bölgesine inen bir ağrı şeklinde belirti verir. Genellikle iştahsızlık da bu ağrıya eşlik eder. Kusma da genellikle vardır.
İltihap hızla ilerler ve özellikle küçük yaştaki çocuklarda daha erken olmak üzere, apandisitin patlamasına yol açar. Apandisitin patlaması durumunda iltihap bütün karına yayılarak, tedavinin daha da uzayıp zorlaşmasına neden olur.
Özellikle iştahsızlık ile birlikte karın ağrısı ve kusması olan çocuklar acil olarak bir çocuk cerrahisi uzmanı tarafından değerlendirilmelidirler. Apandisitin tedavisi cerrahidir. Ameliyat açık veya kapalı (laparoskopik) olarak yapılabilir. Komplike olmamış apandisit nedeniyle ameliyat edilen çocuklar 2-3 gün içinde taburcu olabilirken, patlamış apandisiti olan hastaların hastanede kalış süresi 7-10 güne kadar uzayabilir.
Çocuklarda idrar kaçırma (enürezis):
Özellikle tuvalet eğitimi döneminden sonra çocukların altlarını ıslatmaya devam etmeleri patolojik bir durumdur.
Çocuğun idrar tutma yetisini hiç kazanmamış olması primer (birincil) enürezis olarak tanımlanırken, tuvalet eğitiminden sonra en az 6 aylık bir kuru dönemden sonra başlayan enürezis ise sekonder (ikincil) olarak adlandırılır.
Erkek çocuklar kızlara göre daha sık altını ıslatma sorunu yaşamaktadır. Genetik özelliği vardır. Aileler 5-6 yaş civarında bu sorunla ilgilenmeye ve genellikle de 7-8 yaşında hekimlerden yardım istemeye başlarlar. Ülkemizde 7-11 yaşındaki erkek çocukların %16'sında, kızların ise %11'inde altını ıslatma sorunu olduğu bildirilmektedir. Olguların sadece %2-3 oranında organik bir neden tespit edilebilir. Bunlar arasında bozulmuş işeme fonksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, üretrada tıkanıklık, ektopik üreter (üreterin normal yerinde olmayışı), uyku apnesi, şeker hastalığı, şekersiz şeker hastalığı ve hipertiroidizm sayılabilir.
Gündüz altını ıslatan çocuklar için üroflovmetri, sistoüretrogram, ultrasonografi, mesane duvar kalınlığının ölçülmesi ve işeme sonrası kalan idrar miktarının ölçülmesi gerekebilir. Nörolojik bir nedenden şüphelenilirse röntgen ve MR çekimleri yapılabilir.
İdrar kaçırmanın ilk tedavisi genellikle günlük alışkanlıkları değiştirmektir. Bunu yapmak için de çocuğa baskı kurmak, aşırı titizlik, suçlama ya da azarlama gibi davranışlardan kaçınmak, destekleyici olmak gerekir.
Çocuklarda idrar kaçırmanın tedavisi öncelikle nedene bağlı olarak planlanır. Birçok enürezis hastası davranış terapileri ile tedavi edilebilir. Altta yatan sebebin ortadan kaldırılması da tedavinin önemli bir parçasıdır.
Alarm tedavisi, ilaç tedavisi ve psikoterapi önemli tedavi yöntemleridir.
Çocuklarda böbrek şişmesi (hidronefroz):
Anne karnında yapılan ultrasonografide en çok saptanan patolojilerden biri de böbreğin şişmesidir (hidronefroz). Doğum sonrasında devam etmesi durumunda ileri tetkik şarttır. Hidronefrozun en önemli cerrahi nedeni böbrek ile idrar yolu birleşim noktasında darlık olarak nitelendirilebilecek olan üreteropelvik bileşke darlığıdır.
Doğum sonrası devam eden hidronefroz için çeşitli radyolojik ve sintigrafik tetkikler yapılır. Bu tetkikler ile üreteropelvik bileşke darlığı olup olmadığı ve bunun derecesi saptanır.
Üreteropelvik bileşke darlığı cerrahi olarak düzeltilmez ise, böbreğin büyüklüğü gittikçe artar, böbrek dokusu kalınlığı da gittikçe azalır. Bir süre sonra böbrek içi idrar dolu bir kese halini alır ve fonksiyonun tümüyle yitirir. Bazen de bu böbreğin iltihaplanması dolayısı ile, çocuğun hayatını tehdit edici nitelikte böbrek enfeksiyonları ve apseleri ortaya çıkabilir.
Üreteropelvik bileşke darlığı tanısı konduktan sonra ameliyat planlanması yapılır. Deneyimli çocuk cerrahları tarafından yapıldığında yüz güldürücü sonuçlar elde edilir. Hastaların takipleri de yine uzun sürelidir.
Çocukluk çağında kabızlık:
Katılaşmış gaitanın zorlukla ve seyrek olarak çıkarılmasıdır. “Normal” gaita yapma, iki günde bir ile bir günde iki kez olarak tanımlanabilir. Genellikle anne sütünden ek gıdalara geçiş aşamasında ortaya çıkar. Sertleşen gaita zorlukla çıkarılır. Çıkarırken makatta çatlaklar olabilir. Bu çatlaklar ağrıya ve kanamaya neden olur. Çocuğun ağrı nedeniyle kaka yapmak istememesi nedeniyle gaita makatta daha da çok katılaşıp miktarı da gittikçe artar. Bu durumda gaita yapmak daha da zorlaşır. Bu kısır döngü kırılmazsa çocuğun iştahı da azalır ve yemek yemez hale gelebilir.
Bazen yukarıdan gelen yumuşak gaita, katı gaitanın yanından geçerek yumuşak şekilde kaka kaçırmalar ile sonuçlanır ve bu durum tablonun daha da karmaşık hale gelmesine neden olur.
Kaka yapamamaya neden olan çeşitli cerrahi nedenlerin bu tablodan ayırt edilmesi gerekir. Yanlış yönlü tedaviler, cerrahi problemi olan hastanın tedavisinin gecikmesi ile sonuçlanabileceği gibi, sadece kabızlığı olan hastanın gereksiz ameliyatlar geçirmesine neden olabilir. Bu nedenle, kabızlığı olan çocuklar, çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve uygun tedaviler yapılmalıdır.
Bazen sadece tuvalet alışkanlığının düzenlenmesi ile kabızlık sorunu çözülebildiği gibi, kısa süreli olarak lavman ve gaita yumuşatıcı ilaçların kullanımı da tedavi için gerekli olabilir. Bu tedavi mutlaka bir çocuk cerrahisi uzmanı tara
Çocuklarda Safra Kesesi ve Safra Yolu Hastalıkları:
Çocukta safra kesesi hastalıkları iltihap ve enfeksiyon (kolesistit), safra taşları (kolelityazis) veya safra yollarının tıkanmasıdır (obstrüksiyon), safra kesesinde safra atımın sağlayan gerekli hareketlerin olmaması (bilier diskinezi), safra kesesi içine doğru büyüyen dokular (safra kesesi polipleri) vardır.
Safra taşları erişkinlerdeki kadar sık olmasa da çocuklarda da görülür. Genellikle çocuklarda safra taşlarının belirgin bir nedeni yoktur. Bazı kalıtsal kan hastalıklarında (sferositoz ve orak hücre hastalığı gibi) görülebilir. Diğer risk faktörleri arasında obesite, aile öyküsü, alınan bazı ilaçlar sayılabilir.
Safra kesesindeki taş bulgu vermiyorsa izlenebilir. Bulgu veren taşlarda ameliyatla safra kesesinin alınmasıdır, bu ameliyata kolesistektomi denir. Kolesistektomi çok sık yapılan bir cerrahi işlemdir ve kolesistektomi yapılan hastaların yemekle ilgili herhangi bir sorunu olmaz. Çocuk normal beslenebilir. Karaciğerde üretilen safra depolanmadan doğrudan doğruya bağırsaklara geçer. Bir süre özellikle yağlı yiyeceklerden sonra yumuşak dışkılama görülebilir.
Çoğunlukla kapalı (laparoskopik) cerrahi yapılır. Büyük bir ameliyat kesisi yerine küçük kesilerden karın içine yerleştirilen kamera ve aletlerle ameliyat tamamlanır. Bazı durumlarda açık cerrahi yapmak veya kapalı cerrahiden açığa geçmek gereklidir. Özellikle daha önce karın içi ameliyat geçirmişse cerrahi açık olarak yapılabilir.
Safra kesesi taşı ve safra yolu taşı gibi cerrahi hastalıkların görülme yaşı gittikçe düşmektedir. Bu hastalıklar için endoskopik, laparoskopik ve açık cerrahi girişimler çocuk cerrahisi kliniğinde uygulanmaktadır.