Yükleniyor..

Çocuk Nörolojisi

Kent Sağlık Grubu Çocuk Nörolojisi Bölümümüzde büyüme sürecindeki çocuğun diğer organ sistemleri gibi beyin ve sinir sisteminin de yaşına uygun gelişim özelliklerini kazanıp kazanmadığını izlemekteyiz. Anne karnından erişkin yaşa kadar çocuğun bu yöndeki gelişim sürecini etkileyen olumsuz etkilerin varlığında tanı ve tedavinin yanı sıra rehabilitasyonunu da gerçekleştirmekteyiz. 






Çocuk Nörolojisine Hangi Hallerde Başvurmalı?

Çocuk, büyüyen ve gelişen bir varlıktır, çeşitli nedenlerle gelişme düzeninin bozulması, çocukları erişkinlerden ayıran en önemli özelliktir. Büyüme sürecinde çocuğun diğer organ sistemleri gibi, beyin ve sinir sisteminin de, yaşına uygun gelişim özelliklerini kazanıp kazanmadığı izlenmelidir. Çocuk nörolojisi, gebelikten erişkin yaşa kadar çocuğun gelişim sürecini etkileyen olumsuz etkileri saptayıp, bu durumların tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgilenir.

Çocuklarda nörolojik problemler, akut veya ani ortaya çıkabilir, durağan veya ilerleyici olabilir, düzelme veya bozulmalarla seyredebilir. Tekrarlayan hastalıklar çocukluk çağının en yaygın nörolojik hastalıklarıdır. Bunların büyük çoğunluğunu havale nöbetleri oluşturur. Diğer tekrarlayan hastalıklar ise; katılma nöbetleri, migren türü baş ağrıları, bazı ender metabolik ve kas hastalıklarıdır. Kas hastalıklarının bir kısmı doğuştan belirti verirken, bir kısmı da erken bebeklik ve çocukluk çağında belirti vermeye başlar. Bebek başını dik tutamaz, oturamaz veya bunları yaptığı halde geç yürür veya yürüyemez . Okul çağında ders başarısızlığı veya ders başarısında ani bozulmalar da nörolojik problemlerden kaynaklanabilir. Tekrarlayıcı hastalığa sahip çocukların büyük bir kısmı ataklar arasında sağlıklıdır. Durağan hastalığı olan çocuklarda sabit ve kalıcı bir sorun vardır.

Dünyada yaklaşık her 12 saatte bir engelli çocuğun doğduğunu ve bu çocukların daha fazla ilgi, destek, bakım ve sağlık hizmetine gereksinimi olduğunu biliyoruz. Bedensel ve zihinsel engeller, duyu ve algı bozukluklarının yarattığı problemler, kas hastalıkları, havale nöbetleri gibi nörolojik problemler, çok yönlü bir tıbbi, psikolojik, fizyoterapik, eğitimsel vb tedavi ve desteklerle en aza indirilmeye çalışılmaktadır. Bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak sağlıklı çocuk, sağlıklı gelecek demektir.
Çocuk nörolojisi bu sorunları tanımlamak , gereken tıbbi ve destek tedavilere yardımcı olmak ve uzun dönem bu çocukları izlemekle yükümlüdür.

Aşağıdaki konularda İzmir Kent Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü’ne başvurabilirsiniz.

• Çocukların bedensel ve zihinsel olarak sağlıklı büyümesi ve gelişmesi
• Çocuklarda beyin ve sinir sistemi hastalıkları
• Beyin ve sinir sisteminin doğumsal ve gelişimsel bozuklukları
• Çocuklarda bedensel ve zihinsel engellilik, zeka-duyu ve algı bozuklukları
• Zeka gerilikleri tanı ve tedavi yaklaşımları
• Çocuklarda hareket ve yürüyüş bozuklukları
• Çocukluk çağı inmeleri
• Ateşli ve ateşsiz havaleler
• Bayılma (Senkop)
• Çocuklarda epilepsi (Sara)
• Çocukluk çağı kas hastalıkları,
• İstemsiz hareketler (Tik, tremor vb)
• Hareket bozuklukları
• Nefes tutma nöbetleri (Katılma)
• Çocuklarda baş ağrıları
• Baş dönmesi
• Gece işemeleri-idrar kaçırma-gece korkuları

Çocuklarda Baş Ağrısı

Genellikle yetişkin yaş grubunda karşılaştığımız baş ağrısı, çocuklarda yaşla birlikte sıklıkla görülüyor. Çocuklarda ciddi rahatsızlıkların belirtisi olabilecek baş ağrısını küçümsemeyin. Baş ağrısı, toplumda  çok sık karşılaşılan bir  yakınmadır. Erkeklerin yaklaşık % 91’inde, kadınların % 96’sında  en az yılda bir kez baş ağrısı olur. Çocuklarda baş ağrısı sıklığı yaşla artmaktadır. Okul öncesi dönemde % 20-24 iken, ergenlikte % 75’e ulaşır. Çocuk nörolojisine ilk kez başvuran hastaların % 8-10’unu baş ağrısı hastaları oluşturur. Çocukların  % 12’si baş ağrısı nedeniyle  yılda en az bir gün okula gidemez. Çalışmalar, en sık görülen baş ağrısı türünün  migren olduğunu ve çocuklarda %3-10 arasında  görüldüğünü göstermektedir. 3-5 yaşları arasında baş ağrısı sıklığı erkeklerde daha fazlayken, 5 yaşından sonra kızlarda artmakta ve 9-11 yaşlar arasında her iki cinste eşit sıklıkta görülmektedir. 

Baş ağrısı neden oluşur?

Başın ağrıya duyarlı yapılarının fiziksel, kimyasal veya iltihabi olarak etkilenmeleri sonucu baş ağrıları ortaya çıkar. Beyin ve beyin üzerini örten zarların büyük bir bölümünde ağrıyı algılayan yani “ağrı reseptörleri” olarak adlandırılan yapılar yoktur. Başın ağrıya duyarlı yapıları; kafa içinde kafatasının iç yüzeyini kaplayan zarlar, periost, beyin içindeki damarlar, özellikle toplardamar çeperleri iken kafa dışında; kafa derisi ve atardamarları, diş etleri ve kaslardır. Paranazal sinüs hastalıkları, gözler, dişler, baş ve yüz kemiklerinin hastalıkları da baş ağrısına neden olabilir.

Baş ağrısına yol açan risk faktörleri

Enfeksiyonlar (Menejit , “ensefalit” yani beyin zarları ve beyin dokusu iltihapları, sinüzit, mastoidit, kulak-göz-ağız-boyun enfeksiyonları)

Kafa içi kanamaları, kafa travmaları

Yer kaplayan oluşumlar (Tümör, kist, hematom)
Sistemik hastalıklar (Kanserler, ateş, hipertansiyon, beyin ödemi, kanamalar, “hipoksi” yani oksijen yetmezliği, “kan şekeri ve kan sodyumu düşüklüğü” yani hipoglisemi ve hiponatremi)

Epilepsi nöbetleri ve nöbet sonrası

İşlemler (Cerrahi sırasında başın uzun süreli gerilmiş tutulması, beyin –omurilik suyu alınması vb…)
Kafa içi basınç artması (İlaçlar, damar iltihaplanmaları, hipo-hipervitaminozlar)
Gerilim, depresyon, tedirginlik, stres, psikojenik nedenler

Baş Ağrısı Çeşitleri

Akut Baş Ağrıları :
 Ani başlayan, şiddeti artan baş ağrıları; yerel ise, sinüzit, kulak, göz, diş enfeksiyonları veya ilk migren atağı olabilir. Yaygın ağrı varsa; sistemik enfeksiyon, ateş, travma, hipertansiyon, hipoglisemi, merkezi sinir sistemi enfeksiyonu, elektrolit bozukluğu veya ilk migren atağı da olabilir.

Migren:
 Çocuklarda akut-yineleyen baş ağrılarının en sık nedenidir. Son 20 yılda çocuklarda migren görülme sıklığı artmıştır. Baş ağrıları ataklarla seyreder, huzursuzluk, başını sallama, keyifsizlik, ışık ve sesten rahatsızlık görülür. Ağrı göz arkasında, alında, kulak arkalarında, sıklıkla çift taraflı ve zonklayıcıdır. Bulantı, kusma ağrıya eşlik edebilir. Ağrıyı, stres, yorgunluk, uykusuzluk, egzersiz, açlık, gürültü, yolculuk, soğuk hava, çeşitli kokular, kafein, nitrit, monosodyum glutamat içeren yiyecekler başlatabilir.

Auralı Migren:
 Baş ağrısından 30-60 dakika önce görülen duyusal, görsel, motor belirtiler (Ağrının başlayacağını haber veren belirtiler “aura” olarak tanımlanır. Çocuklarda en sık görülen aura; solukluk, keyifsizlik, iştahsızlık ve görsel belirtilerdir.)


Aurasız-Basit Migren:
 Çocuklarda migren ataklarının %85’ini oluşturur. Ağrı öncesinde aşırı hareketlilik, huzursuzluk, depresyon, aşırı susama ve solukluk olabilir. Baş ağrısı, 1-72 saat sürebilir. Işık ve sesten rahatsızlık olabilir. Hasta ciddi ağrıdan sonra 8-10 saat uyuyabilir.

Gerilim Tipi Baş Ağrısı:
 Kas kasılmaları nedeniyle oluşur. Ataklar 30 dakika kısa süreli olabileceği gibi 1 hafta süren ağrı da olabilir. Toplumda en sık görülen baş ağrısı tipidir. Genellikle çift taraflı, basınç yapıcı, sıkıştırıcı karakterdedir, fiziksel aktivite ile artmaz, kafa arkasına ve boyuna yayılabilir. Hafif ve orta şiddettedir.
Kronik, Günlük Baş Ağrıları: Bir ayda 15 gün veya daha uzun süreli, gün boyu devam eden baş ağrılarıdır. Bu tür baş ağrılarında %45 oranında psikolojik nedenlerin eşlik ettiği saptanmıştır.

Kronik İlerleyici Baş Ağrıları: Tüm baş ağrıları içinde en kötü prognozu olan ağrılardır. Kafa içi basınç artışı, kitle lezyonları, tümör, abse, hidrosefali vb .. nedenler araştırılmalıdır.

Küme Tipi Baş Ağrısı: Çocuklarda ve ergen gençlerde seyrek görülür. Tek taraflı ve göz arkasında ortaya çıkan ağrılardır. Birlikte gözlerde kızarma, yaşarma ve burun akıntısı gözlenir.

Baş ağrısı olan çocuklarda beyin görüntüleme hangi durumlarda yapılır?

• Çok ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı
• Kronik, ilerleyici baş ağrısı
• Anormal nörolojik muayene bulguları
• Anormal göz hareketleri
• Uykudan uyandıran baş ağrısı, uyanırken kusma
• Ağrı ile birlikte denge bozukluğu
• 3 yaşından küçükse

Baş ağrısı nasıl tedavi edilir?

Baş ağrısı olan hastaların hastaneye başvuruları genellikle ağrıların sıklaştığı, şiddetinin arttığı veya günlük aktivitesini aksattığı zaman olmaktadır. Öykü, muayene ve gerekli tetkikler yapılarak, baş ağrısının altta yatan bir nedene bağlı (enfeksiyon, tümör, kanama vb. ikincil baş ağrısı) olmadığı gösterilmelidir. Baş ağrısının ciddi bir nedene bağlı olmadığını göstermek ebeveynleri ve çocukları rahatlatır.

Çocuklarda ara sıra olan, kısa süreli, ve hafif ağrılar sık görülür, genellikle tedavi gerektirmez. Orta şiddette-tekrarlayan veya ilerleyici, günlük aktiviteye, sosyal yaşama, okula olumsuz etkileri olan baş ağrılarında tedavi gerekir.

Hasta ve ailenin eğitimi, baş ağrısını kontrol etmede önemlidir. Aile ile birlikte baş ağrısı günlüğü oluşturulması gerekir.

İlaç Dışı Tedaviler

Özellikle migrende ağrıyı başlattığı bilinen etmenlerden kaçınmak, migreni tetiklediği bilinen gıda maddelerini saptamak, katkı maddesi içeren fabrikasyon besinleri diyetten çıkarmak gerekir.

Düzenli uyku, okul ve ödev zamanlarını ayarlamak, yemek öğünlerini atlamamak, aç olarak okul servisine binmesini önlemek gerekir.

Okul ve arkadaş sorunları, çocuklarda baş ağrısına sebep olan önemli bir faktördür. Okul ve öğretmen ile işbirliği yapmak gereklidir.

Baş ağrısı sırasında özellikle migren atağında çocuklar karanlık ve sessiz odada uyumak isterler ve atakları uyku ile geçebilir, bunun da bir tedavi yöntemi olduğu bilinmelidir.

Davranış tedavileri, gevşeme egzersizleri, bilişsel tedavi, stres yönetimi %80’e varan oranda ağrı kontrolünde etkili olur.

İlaç Tedavileri
Baş ağrısı atakları, ayda 3-4 kez olduğunda ve/veya okul ve diğer aktiviteleri etkilemeye başladığında ağrı sıklığını ve şiddetini azaltmak için doktorun uygun gördüğü koruyucu ilaçlar kullanılabilir. Üçten fazla koruyucu ilaç kullanılmış ve yarar görmemişse psikolojik faktörler ve depresyon yönünden araştırılmalıdır.

Akut ağrı başlangıcında ağrı kesici ve mide bulantısı-kusmayı önleyici ilaç başlanarak çocuğun sessiz bir odada dinlenmeye veya uyumaya bırakılması önerilir. Ağrı kesici ilaçlar, haftada 2-3 defadan fazla verilmemelidir. Çoğu hastada ilaç ve ilaç dışı tedavilerin birlikte uygulanması gerekebilir.

Çocuklarda Epilepsi

Çocuklardaki epilepsinin olası nedenlerinin başında; doğumdan önceki beyindeki sorunlar, doğum sırasında ya da doğum sonrası oksijen eksikliği, beyinde hasar bırakan bir kafa yaralanması, beyindeki olağan dışı yapılar, tümörler, ateşle beraber geçirilen uzun süreli nöbet, menenjit ya da ansefalit gibi beyin enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkan etkiler gelmektedir.